Politika Johnson’ın Muhafazakar Partisi’nden destek alsa da, birçok yasal zorluğun yanı sıra Canterbury Başpiskoposu ve bildirildiğine göre Prens Charles’ın eleştirilerine yol açtı.
Salı günü yaptığı kabine toplantısının açılışında televizyonda yayınlanan açıklamalarında Johnson, plana karşı çıkan aktivistlerin ve avukatlarının “suç çetelerine yataklık ettiklerini” söyledi.
Johnson, “İnsanların Birleşik Krallık’a gelmesi için güvenli ve yasal yollar sağlamak ve yasadışı ve tehlikeli yollara karşı çıkmak için yaptığımız her şeyi baltalıyorlar” dedi.
Doğu Afrika ülkesine Salı gecesi yapılacak 200 kişilik uçakta kaç kişinin olacağı belli değildi. Bazı STK’lar bunun büyük ölçüde sembolik bir yedi olabileceğini söyledi: 3 İranlı, 1 Suriyeli, 1 Arnavut, 1 Vietnamlı ve 1 Iraklı Kürt. Diğer kişiler son günlerde sınır dışı edilme kararlarını iptal ettirmeyi başardı.
Dışişleri Bakanı Liz Truss, Sky News’e verdiği demeçte, “Uçuşta tam olarak kaç kişinin olacağını söyleyemem,” dedi, “ama gerçekten önemli olan, prensibi oluşturmamız ve bu korkunç insan kaçakçılarının iş modelini kırmaya başlamamızdır. sefalet içinde ticaret yapıyorlar.”
Uçağın içinde sığınmacı olmadan havalanıp kalkmayacağı sorulduğunda Truss, “Uçuşta insanlar olacak ve onlar bu uçakta değillerse bir sonraki uçuşta olacaklar” dedi.
Truss, uçuşun yüz binlerce dolara mal olacağı iddialarını doğrulamadı, ancak bunun “paranın karşılığı” olduğu konusunda ısrar etti.
Bir Commonwealth ülkesi olan Ruanda, anlaşmanın bir parçası olarak 160 milyon dolarlık yardım alacak.
Uçuşları durdurmak için onbirinci saat tedbiri kazanma girişimi İngiliz mahkemeleri tarafından reddedildi. Yüksek Mahkeme Yargıcı Robert Reed Salı günü hükmetti Temmuz ayında yapılması planlanan hükümet politikasının yargısal incelemesi, uçuşların yasa dışı olduğunu tespit ederse, halihazırda Ruanda’ya gönderilenlerin geri getirilebileceğini söyledi.
üzerinde görünen bir mektupta ön Sayfa İngiltere Kilisesi’nin etkin lideri Canterbury Başpiskoposu Justin Welby de dahil olmak üzere kıdemli piskoposlar, birkaç gazeteden “Bu ahlaksız politika İngiltere’yi utandırıyor” diye suçladılar.
Trus aynı fikirde değildi. “Bu durumda ahlaksız olan insanlar, insan sefaletiyle ticaret yapan insan tacirleridir” dedi. “Politikamız tamamen yasal, tamamen ahlaki.”
Times ve Daily Mail gazeteleri ayrıca tahtın varisi Prens Charles’ın özel olarak politikanın “korkunç” olduğunu söylediğini bildirdi. Kraliyet ailesinin üst düzey üyelerinin siyasi olarak tarafsız olması beklendiği için bu, kaşları kaldırdı.
Ofisi sözcüsü Clarence House şunları söyledi: “Galler Prensi ile sözde isimsiz özel görüşmeler hakkında, onun politik olarak tarafsız kaldığını yeniden belirtmek dışında yorum yapmayız. Politika meseleleri hükümet için alınan kararlardır.”
İngilizler bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Bu hafta bir YouGov anketi, yüzde 44’ünün politikayı desteklediğini, yüzde 40’ının ise karşı çıktığını tespit etti. Anket ayrıca, Muhafazakarların yüzde 74’ünün politikayı desteklediği ve İşçi Partisi seçmenlerinin yalnızca yüzde 19’unun desteklediği siyasi mensubiyeti yansıtan çarpıcı bir fark buldu.
Bristol Üniversitesi’nde siyaset sosyologu olan Paula Surridge, iktidardaki Muhafazakarlar hakkında şu tweet’i attı: “İşe yarayan ‘kültür savaşı’ meselesini bulduklarından şüphelenin.”
Dünyada yerinden edilmiş 80 milyon insan, yoksulluk ve şiddetten kaçan pek çok insanla İngiltere, yasadışı göçü daha da zorlaştırma ve iltica sürecini “kıyı dışına” taşıma arayışında yalnız değil. Johnson, sığınmacılarını Ruanda’ya itme planının diğer ülkeler için bir model teşkil edeceğini söyledi – ve yakında daha fazlasının yapacağından emin.
Ruanda, satın alındığı yönündeki suçlamaları geri itti.
İçinde kolon Pazar günkü Telegraph’ta Ruanda’nın Birleşik Krallık Yüksek Komiseri Johnston Busingye, İngiltere’den ülkesine gelen göçmenlerin “güvenlik ve emniyet bulacaklarını ve haysiyet ve saygıyla muamele göreceklerini” söyledi.
“İstedikleri gibi gelip gitmekte özgür olacaklar ve Ruandalı yetkililer onların ihtiyaçlarına bakacak. Talepleri kabul edilse de reddedilse de bu göçmenlere Ruanda’da kalmaları için yasal bir yol sunulacak.”
Anavatanlarına ya da onları kabul edecek başka bir ülkeye dönmek isterlerse gitmekte özgürler” diye yazdı.
Kaynak : https://www.washingtonpost.com/world/2022/06/14/uk-rwanda-deportation-asylum/?utm_source=rss&utm_medium=referral&utm_campaign=wp_world